SİTEMİZ İLE İSİM BENZERLİĞİ OLAN MESAJLAR ALIRSANIZ LÜTFEN İTİBAR ETMEYİNİZ, BİZİMLE ALAKASI YOKTUR. DOLANDIRICI SİTE OLDUĞU KESİNDİR LÜTFEN ŞİKAYET EDİNİZ. BİZ BİR FORUM SİTESİYİZ HİÇBİR ALAKAMIZ OLMADIĞINI BİLDİRİRİZ. WHATSAPP HATTIMIZA GELEN UYARILARA İSTİNADEN BU BİLDİRİMİ YAYINLAMAK ZORUNDA KALDIK.

Kimler iç denetçi olabilir ?

Duru

New member
Kimler İç Denetçi Olabilir? Gerçekten Yeterlilik mi, Yoksa Kağıt Üstü Formalite mi?

Arkadaşlar, bu konu beni uzun zamandır rahatsız ediyor ve artık açıkça konuşmanın zamanı geldi. “İç denetçi” unvanı, kulağa ciddi ve prestijli gelir; ama gerçekten bu koltuğa oturan herkes orada olmayı hak ediyor mu? Yoksa elimizde, sertifika sahibi ama içerikte boş, teorik bilgiyle şişirilmiş bir yığın “etiket denetçisi” mi var?

İşin ilginci, mevzuat çok net: eğitimini al, gerekli sınavı geç, tecrübeni belgeleyip sertifikayı al, hop — iç denetçi oldun. Ama kimse “bu kişinin karakteri, vizyonu, olaylara yaklaşım tarzı bu göreve uygun mu?” diye sormuyor. Bu noktada ciddi bir eleme eksikliğimiz var.

---

Kağıt Üzerindeki Yeterlilik: Gerçek Dünya ile Uyuşmazlık

Evet, teoride her şey güzel. Mesleki standartlar, etik kurallar, prosedürler… Ama pratikte işler bu kadar steril değil. Gerçek bir iç denetçi:

- Kurum içi siyaseti okuyabilmeli,

- Stratejik riskleri görebilmeli,

- İnsanları karşısına almadan gerçeği ortaya çıkarabilmeli.

Peki, bunlar sınavda soruluyor mu? Hayır. Karşına A, B, C, D şıkları çıkıyor ve doğruyu işaretliyorsun. Yani “hafıza” üzerinden ölçülen bir mesleki yeterlilikten söz ediyoruz, “gerçek dünya refleksi” değil.

---

Erkeklerin Stratejik Soğukkanlılığı vs. Kadınların Empatik Analizi

Burada cinsiyetçi bir genelleme yapmak niyetinde değilim, ama sahadaki tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim:

- Erkek iç denetçiler genelde daha analitik, stratejik ve problem çözme odaklı ilerliyor. Riskleri tespit edip “plan” yapma konusunda güçlüler.

- Kadın iç denetçiler ise daha empatik, iletişim becerileri yüksek ve insan odaklı çalışıyor. Özellikle çalışanların güvenini kazanma ve gizli bilgileri ortaya çıkarma kısmında çok başarılılar.

İdeal bir denetim ekibi bu iki yaklaşımı dengeler. Ama kurumlar hâlâ “tek tip iç denetçi” profili yaratmaya çalışıyor: soğuk, teknik, mesafeli… Oysa bazen bir rapordan çok, bir çalışanla doğru iletişim kurmak daha büyük bulgular ortaya çıkarabilir.

---

Yetersiz Deneyimle Sorumluluk Almak

Beni en çok sinirlendiren konu: Daha iki yılını doldurmamış, iş süreçlerini tam anlamamış kişilerin iç denetçi koltuğuna oturtulması. “O da öğrenir” mantığı, denetim işinde resmen kumar oynamaktır. Denetim hata kaldırmaz. Yanlış yorum, yanlış rapor, bir şirketin itibarını ve milyonlarını riske atabilir.

Ama bazı şirketlerde ne oluyor? Torpilli bir çalışan sertifikasını alıyor, birden iç denetçi oluyor. Sonuç? Raporlar yüzeysel, riskler gözden kaçıyor, hatta bazen bilerek görmezden geliniyor.

---

Mesleki Bağımsızlık mı? Yoksa Güçlülerin Yanında Olma Sanatı mı?

Teoride iç denetçi bağımsızdır. Pratikte? Patronun hoşuna gitmeyecek bir raporu yazmak cesaret ister. Kaç kişi bunu yapabiliyor? Kaç kişi “kariyerim yanar” korkusuna rağmen gerçekleri yazıyor?

Bu yüzden “kim iç denetçi olabilir?” sorusu sadece teknik yeterlilikle değil, karakter testiyle de cevaplanmalı. Cesaret, dürüstlük, manipülasyona kapalı olma… Bunlar olmadan sertifika sadece süslü bir kağıt parçası.

---

Provokatif Sorular

- İç denetçilerin seçiminde, psikolojik dayanıklılık testleri zorunlu olmalı mı?

- 10 yıllık tecrübeye sahip ama sertifikası olmayan biri mi daha güvenilir, yoksa yeni mezun olup sertifika almış biri mi?

- İç denetim raporlarının % kaçı gerçekten “bağımsız” yazılıyor sizce?

- Erkek ve kadın iç denetçilerin farklı yaklaşımları, denetim kalitesine nasıl yansıyor?

---

Gerçek Bir İç Denetçi Profili

Benim gözümde “iç denetçi” şu özelliklere sahip olmalı:

1. Tecrübe – En az 5 yıl sahada yoğrulmuş olmak.

2. Analitik ve sosyal denge – Hem tabloya bakıp rakamı çözebilmek, hem de insanı okuyabilmek.

3. Cesaret – İstenmeyen gerçeği yazma gücü.

4. Bağımsızlık – Üst yönetim baskısına direnebilme.

5. Sürekli öğrenme – Mevzuat, teknoloji, risk yönetimi… Hepsi güncel kalmalı.

Ama maalesef çoğu zaman bu liste yerine “sertifika + uygun görünüm” formülü işliyor.

---

Sonuç: Unvanı Hak Etmek

İç denetçi olmak, sadece “olmak istemek” veya “belge almak” değildir. Bu, şirketin vicdanı olmayı kabul etmektir. Ama biz hâlâ bu kritik görevi, yeterlilikten çok prosedür tamamlamış kişilere teslim ediyoruz.

Şimdi size soruyorum: Sizce “iç denetçi” unvanını taşımak için mevcut sistem yeterli mi? Yoksa köklü bir değişime mi ihtiyaç var?

Bu konu forumda ateşli tartışmalar doğurmalı çünkü denetim sadece şirketleri değil, ekonomiyi, istihdamı, hatta ülkenin güvenilirliğini etkiler. Ve ben şahsen, artık “etikette denetçi” devrinin bitmesi gerektiğini düşünüyorum.